Sözün bittiği yere doğru gidiyoruz…

Memleket bir dolu eğitimsiz, çapsız, kifayetsiz güruhun elinde felakete sürükleniyor…
Mevzi korumayı memleket meselesi olarak yutturmaya çalışanlar hayatlarımızı kararttı…
Şahsi müktesebatları üç beş kişisel gelişim kitabıyla sınırlı olup, duydukları birkaç cümleyi tekrar ederek sığlıklarını kapatmaya çalışan bu niteliksizler taburu memleketi felakete sürüklüyor…
Ortadoğu’dan başlayarak dünya yeniden dizayn ediliyor…
Bize vekâlet savaşlarının lejyonu olarak bakıyorlar…
Önümüzde ki aylarda Türkiye’den kabul edilemez talepler olacak…
Bu talepler kabul edilse bölgemizde bir ateşin içerisine atılacağız…
Kabul edilmezse kutuplaşmanın yarattığı gerginlikle etnik ve mezhepsel iç karışıklık yaratılacak…
Önce fiilen sonra hukuken bölüneceğiz…
Yaşam biçimi kavgası bizi konuşamadığımız ve barışamadığımız bitmez bir kavganın içine sokacak…
Bunu engelleyecek bir devlet aklı yok…
Kalmadı…
Ekonomimiz değil çatışmayı gerginliği bile kaldıramaz…
Üç ay içinde memleketi aç bırakırlar…
Silahlarımız eski, ordumuz yıpratılmış…
Bu ihanet planına engel olabilecek kadrolar dağıtıldı…
Yenisinin yetişmesine izin vermiyorlar…
Ve bize kendi mezarızımızı kazdırıyorlar…
Söylesek dinleyen yok sussak gönül razı değil…